Diyarbakır Escort Ceylinin Valizi
Ceylin, uzun zamandır hayalini kurduğu Diyarbakır Escort seyahatine sonunda çıkmıştı. Tarihi mekanları gezmek, meşhur ciğer kebabını tatmak ve şehrin mistik havasını solumak için günler öncesinden plan yapmıştı. Ancak, yolculuğun daha ilk dakikalarında beklenmedik bir aksilik yaşandı.
Uçağın Diyarbakır Havalimanı’na iniş yapmasıyla birlikte, Ceylin hızlı adımlarla terminale yöneldi. Telefonundaki haritaları kontrol ederken ve oteline nasıl gideceğini düşünürken, en önemli şeyi unuttuğunu fark etmedi: Valizini!
Dışarı çıkıp taksiye bindiğinde, sürücü ona döndü ve “Bagajınız yok mu?” diye sordu. İşte o an Ceylin’in yüzü bir anda değişti. Kalbi hızla çarpmaya başladı. Telaş içinde valizini almak için tekrar havalimanına koştu.
Havalimanı görevlileri sağa sola koştururken, kayıp eşya ofisine yönlendirildi. Görevliler güvenlik kameralarını incelerken, valizinin hâlâ bagaj bandının yanında olduğunu gördüler. Neyse ki kimse almamıştı! Büyük bir rahatlama hisseden Ceylin, valizine kavuştuğunda kendine söz verdi: Bir daha asla bavulunu unutmayacaktı!
Bu küçük macera, ona Diyarbakır’ın sadece tarihi ve yemekleriyle değil, aynı zamanda unutulmaz anılarıyla da dolu bir şehir olduğunu gösterdi.Ceylin, valizini teslim aldıktan sonra derin bir nefes aldı. Heyecanı yatışınca etrafına bakmaya başladı. Diyarbakır Havalimanı’nın çıkış kapısından görünen geniş caddeler, ona şehrin enerjisini hissettirmeye yetiyordu. Hemen bir taksiye binerek oteline doğru yola koyuldu.
Yol boyunca, şoför samimi bir gülümsemeyle ona Diyarbakır Eskort hakkında birkaç tüyo verdi. “Hanımefendi, mutlaka Hasan Paşa Hanı’nda bir kahvaltı yapın. Sur içinde dolaşmadan, Hevsel Bahçeleri’ni görmeden dönmek olmaz,” dedi. Ceylin, defterine bu önerileri not aldı.
Otele vardığında valizini yerleştirip kendini dışarı attı. İlk durağı Ulu Cami oldu. Avlusuna girer girmez, taşların arasında yankılanan ayak sesleri ve kuş cıvıltıları onu büyüledi. Bir anlığına valizini unuttuğu anın stresini hatırladı ve gülümsedi. “Belki de bu küçük aksilik, bana buraya daha fazla bağlanmam için bir işaretti,” diye düşündü.
Gün boyu şehri keşfetmeye devam etti. İç Kale’yi gezdi, tarihi surların tepesinden şehri izledi. Akşam olduğunda, rotasını meşhur Diyarbakır ciğer kebabına çevirdi. Küçük bir ocakbaşında, közde pişen mis gibi kokan ciğer şişin tadına bakarken, sabah yaşadığı panik çoktan unutulmuştu.
Ceylin, bu seyahatin yalnızca bir gezi değil, kendiyle ilgili yeni şeyler keşfetme fırsatı olduğunu fark etti. Bazen küçük aksilikler, hayatın en güzel anılarına dönüşebiliyordu. Ve Diyarbakır, ona unutulmaz bir hikâye armağan etmişti.
Bir yanıt yazın